Cumhurbaşkanı Turgut Özal, ölümünün 15. yıldönümünde tüm Türkiye'de rahmetle anılırken; ünlü armatör Kahraman Sadıkoğlu, Turgut Özal ile ilgili bugüne kadar basına yansımayan anılarını anlattı.
“Savarona’yı hurdaya gitmekten kurtardı”
Ünlü armatör Kahraman Sadıkoğlu, Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile ilgili bugüne kadar basına yansımayan anılarını paylaştı. Sadıkoğlu, Atatürk'ün yatı Savarona'nın hurdaya gitmemesi için Özal'dan yardım istediğini belirterek, "Sayın Özal'la benim bir kaç güzel hikayem var. Kendisini çok önceden tanımak isterdim. İnsanlara karşı çok iyi niyetli bir başbakan ve cumhurbaşkanıydı.
Savarona hurdaya gidiyordu, hurdaya gitmemesi için kendisiyle görüştüm. Gece saat 23.30'da telefonla aradım. Telefonu ‘Ben Turgut’ diye açtı.
Ben de çok heyecanlandım, telefonu açan kişi başbakan mı diye şaşırdım. Kendisine durumu anlattım, 'Savarona hurdaya gidiyor' dedim. Kendisi 'ben ilgileneceğim' dedi ve 40 dakika sonra beni aradı. Savarona hurdaya gitmekten kurtuldu. Yap-işlet-devret sistemiyle ihaleye çıktı. İhaleyi biz kazandık. Turgut Bey 'Türk bayrağından çıkmayacak ve Atatürk'ün odası müze olarak kalacak' dedi.
Fakat 1979'da çıkan yangında orjinal hiç bir şey kalmadı. Turgut Bey'in istediği Türk bayrağıyla bütün dünyayı gezsin ve Türkiye'yi tanıtsın idi. Savarona'yı aldık bugünkü haline getirdik" diye konuştu.
“Fareler insanlar saldırıyordu”
İhalenin ardından Turgut Özal'ın kendisini aradığını ifade eden Sadıkoğlu, "'Türkiye'de bu işi bir tek sen yaparsın' dedi. Beni biraz pohpohladı.
Elini masaya vurdu 'bu yatı yaparken bir problemin olursa beni ara' dedi. Ben de bu lafı hiç unutmadım. Aradan bir kaç zaman geçti, bir problem oldu. Gölcük'ten yatı tersanemize çekerken 6 kattan 3 kata giremedik. Fareler insana saldırıyordu, hatta bir çarkçı başının bacağından 5 santimetre et kopardı.
Bunları nasıl yok ederiz diye düşündük ama bunlar 20-30 sene yatta kalınca kedi boyunda olmuşlar, öldüremedik" dedi.
“Şu an Amerika ile görüşüyor, bekleyin”
Sadıkoğlu, konuyla ilgili yaptıkları araştırma sonucunda Amerika'da bir firmanın, içinde kimyevi silah yapımında kullanılan bir gaz ürettiğini öğrendiklerini fakat bu gazın özel sektöre satılmadığını söyledi.
Girişimlerinin sonuç vermeyince Turgut Özal'ı aradığını ifade eden
Sadıkoğlu, "Kendisini Kekova'daki yazlığında ziyaret ettim. Turgut Bey'in evine girdiğimizde, 'şu an Amerika'yla görüşüyor, bekleyin' dediler. 1.5 saat bekledim, sonra içeri davet ettiler. Turgut Bey bana 'şimdi President Bush'la görüşüyordum' dedi. Kuveyt'e karadan asker sokmak için çekiniyorlar, ben de 'çekinmeyin' dedim" ifadelerini kullandı.
"Bush’u sınıf arkadaşını ararmış gibi aradı"
Sadıkoğlu, sözlerini şöyle sördürdü:
"Merhum Özal'dan, Savarona'daki fareler için ricada bulundum. Kendisine 'efendim bir gaza ihtiyacım var bu fareleri öldürmek için, çünkü bu sorunu buradan çözemiyoruz' dedim. Bu arada kendisi önündeki telefondan Bush'u aradı. Sınıf arkadaşını ararmış gibi aradı. Telefon hemen bağlandı, önümüzdeki ekranda Bush karşımıza çıktı. Turgut Bey Bush'a 'Bush ben sana birşey söylemeyi unuttum' dedi.
'Sen Türkiye'ye geleceksin ya' dedi, 'ben seni iki kere ziyaret ettim, üçüncüsünde sen geleceksin' diyerek talimat gibi bir not iletti. Bush'u çok güzel bir şekilde ikna etti. Bush'a 'benim yanımda yapılmayan işleri yapan bir deli var' dedi.
Bu bir işadamı. Dünyanın en büyük yatını yapıyor, daha önemlisi Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Atatürk'ün yatını yapıyor, seni o yatla İstanbul'a gelince gezdireceğim' dedi. Hemen bendeki notları iletti. Bush da 'ben ilgileneceğim' dedi.
Hakikaten 3 ya da 4 gün sonra Amerika'dan bizi aradılar. Talebin onaylandığını söylediler. Biz para transferini yaptık. 10 gün içinde gaz Türkiye'ye geldi, yetkililer de geldi. Savarona'yı plastikle kapladık, içine gazı sıktık. 2.5 ay sonra fareler öldü. Yattan çıkan fareleri 200 litrelik yağ varillerine koyduk. O zaman 24 varil fare çıktı, yaklaşık 4.5 ton fare ölüsü çıktı.
O zaman belediyeye müracaat ettik, onlar da şaşırdı. 'Bu kadar fareyi nasıl topladınız' dediler. Onlar uygun bir yerde ilaçlanıp toprakla kapatılarak gömüldü. Rahmetli Turgut Bey olmasa bu işi yapamazdık. Fareler yüzünden 4 ayımızı kaybettik."
“Turgut Bey’in içinde bulunduğu tekne su aldı”
Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile bir tekne anısını da anlatan Kahraman Sadıkoğlu, Turgut Özal'ın yıllar önce bir deniz kazasından kurtulduğunu açıkladı. Sadıkoğlu, "Bir gün bayramda beni aradı. 'Gel senin tekneyle Göcek Koyları'nı gezelim' dedi.
Ben de sürat teknemle yanımda Güneş Taner'le birlikte yola çıktık. Yazlık eve giderken pervaneyi ve teknenin altını kayalara vurdum. Tekneyi kaldırıp 3-4 saatte tamir ettim ve sonunda yazlık eve geldik. Turgut Bey'i aldık. Koyları dolaşıyoruz fakat teknenin altındaki yama kurumadığı için koptu, su almaya başladı.
Teknenin içi su doldu, Güneş Taner'e 'bunu Turgut Bey'e söyleme' dedim. Bana 'ya batarsak, nasıl söylemem' dedi. Biraz sonra sayın bakan Turgut Bey'e 'efendim tekne su alıyor batıyoruz' dedi. O da 'ne olur hepimiz yüzme biliyoruz yüzeriz' dedi. Hiç bir panik yoktu. Fakat bir süre sonra 'eğer batarsak Semra Hanım'a söylemeyin, bir daha beni tekneye bindirmez' dedi. Yani kendi hayatından korkmadı. Sonunda kıyıya yanaşınca Turgut Bey'i helikopter aldı. 5 dakika sonra tekne battı" dedi.
Bush’u nasıl ikna etti
Sadıkoğlu'nun anılarını anlattığı sırada, idam edilen Irak'ın eski lideri Saddam Hüseyin'in, Kuveyt'i işgali sırasında dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın, Amerikan Başkanı Bush'a savaş konusunda fikir verdiği ortaya çıktı.
Ünlü Armatör Kahraman Sadıkoğlu, bu konuyla ilgili olarak iki lider arasındaki telefon görüşmesine şahit olduğunu belirterek, "Saddam Kuveyt'e girdiğinde, Amerika panik içinde kaldı fakat Amerika sadece havadan saldırı yapıyordu. O arada telefon görüşmesinde Turgut Bey 'buradan bir netice alamazsın. Havadan saldırılarda halkı öldürme riskin var, karadan gir' dedi.
Ama Bush 'ben karadan girersem Amerikan askeri ölür, zayiat veririz' diye yanıt verdi. Turgut Bey ise 'karadan zayiat vermezsin çünkü sana karşı koyacak bir ordu yok' diye Bush'u ikna etmeye çalışıyordu" ifadelerini kullandı.